Türkiye’nin en göz alıcı doğa harikalarından biri olan Ölüdeniz, yalnızca turkuaz denizi ve bembeyaz kumsallarıyla değil, aynı zamanda etkileyici yürüyüş parkurlarıyla da doğaseverlerin kalbini fethediyor. Likya medeniyetinin izlerini taşıyan bu büyüleyici coğrafya, doğayla iç içe olmak isteyenler için eşsiz rotalar sunuyor. Fethiye Ölüdeniz bölgesinde yürüyüş yaparken hem tarih, hem doğa hem de huzur size eşlik ediyor. İşte Ölüdeniz’de doğa yürüyüşü yapabileceğiniz en güzel 10 rota:
Likya Yolu’nun başlangıç noktası olan Ovacık’tan Faralya’ya uzanan bu etap, Ölüdeniz bölgesindeki en popüler yürüyüş rotalarından biridir. Yaklaşık 13 kilometre uzunluğundaki bu parkur, tarihi Likya medeniyetine ait izlerle doludur. Çam ormanları, zeytin ağaçları ve Babadağ’ın heybetli silueti eşliğinde ilerleyen patika, doğayla bütünleşmek isteyen yürüyüşçüler için ideal bir deneyim sunar.
Özellikle bahar aylarında çiçeklerin açtığı ve doğanın uyanışa geçtiği dönemlerde yürümek büyük keyif verir. Yol boyunca Ölüdeniz Lagünü’nü tepeden izleyebilir, çeşitli seyir noktalarında kısa molalar verebilirsiniz. Faralya’ya vardığınızda ise sizi uçsuz bucaksız bir Akdeniz manzarası ve mis gibi köy havası karşılar.
Faralya Köyü’nden başlayarak Kabak Koyu’na kadar devam eden bu rota, yaklaşık 7-8 kilometrelik keyifli bir yürüyüş sunar. Zorluk seviyesi orta olan bu parkur, ağaçlık alanlardan açık kayalık patikalara kadar çeşitlilik gösterir. Yol boyunca yükseklerden Kabak’ın eşsiz koyu, vadi ve deniz manzaraları sizi büyüler.
Kabak Koyu’na ulaştığınızda ise yürüyüşünüz adeta ödüllendirilir. Kristal berraklığındaki deniz ve doğayla bütünleşmiş kamp alanları, burada kısa bir yüzme molası ya da konaklama için harika bir seçenektir. Özellikle gün batımına yakın saatlerde bu parkurda yürümek görsel bir şölen sunar.
Kabak’tan başlayan ve Alınca Köyü’ne kadar uzanan bu rota, hem zorluk seviyesi hem de manzara açısından daha deneyimli yürüyüşçülere hitap eder. 13 kilometre civarındaki bu parkur, sarp yamaçlar, taşlık zeminler ve dar patikalar içerir. Ancak yürüyüş boyunca karşılaşacağınız vadi manzaraları ve Akdeniz’e uzanan uçsuz bucaksız görüntüler buna fazlasıyla değerdir.
Yolculuğun sonunda ulaşılan Alınca Köyü, sessizliği ve doğallığıyla yürüyüşçülere huzur verir. Burada kamp kurabilir ya da köy evlerinde konaklayabilirsiniz. Yüksek rakımı sayesinde sıcak yaz günlerinde bile serin bir mola noktası sunan Alınca, yolculuğunuzun ruhsal açıdan da yenileyici kısmıdır.
Kelebekler Vadisi’ne yürüyerek iniş yapmak ciddi riskler taşıdığından, en güvenli seçenek vadinin üst kısmındaki seyir noktalarına ulaşmaktır. Faralya’dan 15-20 dakikalık bir yürüyüşle ulaşılan bu nokta, Ölüdeniz’in en çok fotoğraflanan manzaralarından birine ev sahipliği yapar. Derin vadi, dik kayalıklar ve masmavi deniz uzaktan kartpostal gibi görünür.
Bu kısa ama etkileyici yürüyüş, özellikle sabahın erken saatlerinde ya da gün batımına yakın zamanlarda önerilir. Güneşin vadiye vurduğu açıya göre ortaya çıkan renkler, adeta doğal bir tablo sunar. Burada fotoğraf çekmek, meditasyon yapmak veya sadece sessizce manzaranın tadını çıkarmak için zaman ayırmanızı öneririz.
Babadağ, Ölüdeniz'in simgesel dağlarından biri ve zirvesine yapılan yürüyüşler, hem doğa hem de spor severlerin favorisi. Genellikle 1200 metre seviyesinden başlayan yürüyüşler, 1700 veya 1960 metre rakımlı zirvelere kadar uzanabilir. Rota, özellikle yaz aylarında serin havası, geniş çam ormanları ve vadilere açılan manzarasıyla nefes kesicidir.
Zirveye çıktığınızda hem Fethiye Körfezi’ni hem de Ölüdeniz’in turkuaz sularını aynı anda izleyebilirsiniz. Ayrıca burası yamaç paraşütü kalkış noktası olduğu için, yürüyüş sonrası eşsiz uçuşları da izlemek mümkün. Gün doğumu ve gün batımı saatleri, Babadağ’da unutulmaz deneyimler yaşamanızı sağlar.
Kayaköy’den başlayarak Ölüdeniz’e kadar uzanan bu rota, tarih ve doğayı bir araya getirir. Terk edilmiş Rum evlerinin arasından geçerken adeta geçmişin izlerinde yürürsünüz. Yaklaşık 6-7 kilometrelik bu parkur, çam ormanlarının içinden ilerleyerek sizi yavaş yavaş sahil manzaralarına taşır.
Özellikle ilkbaharda yüründüğünde, doğanın canlılığı tarihi kalıntılarla büyüleyici bir kontrast oluşturur. Rotanın sonunda ulaşılan Ölüdeniz Lagünü, hem yürüyüşünüzü tamamlamanın huzurunu hem de denize girmenin keyfini aynı anda yaşamanızı sağlar. Kültürel yürüyüş rotaları arasında öne çıkar.
Faralya civarında, doğanın içinde saklı kalmış Lissiya Antik Kenti’ne ulaşan bu kısa yürüyüş rotası, arkeoloji ve tarih meraklıları için benzersiz bir seçenektir. Ormanlık alanların arasında ilerleyen dar bir patika, sizi antik kalıntıların bulunduğu tepeye götürür. Yol kısa ama patika biraz engebeli olduğu için dikkatli yürümek gerekir.
Tepede, Likya dönemine ait kalıntılarla karşılaşmak mümkündür. Aynı zamanda bu noktadan Akdeniz’in eşsiz maviliğini izleyebilirsiniz. Lissiya, bilinirliği az olan ama özel bir rotadır; bu yönüyle daha sessiz ve meditatif bir yürüyüş deneyimi sunar.
Kirme Köyü’nden Faralya’ya uzanan bu patika, doğal güzellikler açısından oldukça zengin bir rotadır. Özellikle doğallığını koruyan, az bilinen parkurlardan biridir. Yürüyüş boyunca taş duvarlarla çevrili yollar, yerel köy evleri ve çeşitli yabani bitki türleriyle karşılaşabilirsiniz.
Yol boyunca birçok noktada Akdeniz manzarası açılır ve yürüyüşçülere soluklanmak için fırsat sunar. Rota orta seviyede zorluk taşır ve yaklaşık 6-7 kilometre uzunluğundadır. Kalabalıktan uzak, doğayla baş başa bir yürüyüş için ideal bir seçimdir.
Hisarönü’nden Kayaköy’e ulaşan bu orman içi yürüyüş parkuru, özellikle yazın sıcak günlerinde serinliğiyle öne çıkar. Çam ağaçlarıyla çevrili patika, kuş sesleri ve yumuşak zemini sayesinde oldukça keyifli bir rota sunar. Yaklaşık 5 kilometrelik bu yürüyüş, yeni başlayanlar için de uygundur.
Patikanın sonunda ulaşılan Kayaköy, tarihi dokusuyla yürüyüşü anlamlı bir şekilde tamamlar. Yürüyüş sonrası köyde kısa bir mola vererek köy kahvesinde soluklanmak, günün en keyifli anlarından biri olabilir. Bu rota, doğayı ve kültürü yumuşak adımlarla birleştirmek isteyenler için birebirdir.
Ölüdeniz’den başlayarak sahil hattını takip eden bu yürüyüş rotası, Soğuk Su Koyu’na kadar uzanır ve denizle iç içe ilerler. Yol boyunca kaya oluşumları, küçük koylar ve zeytinliklerle karşılaşmak mümkündür. Patikanın sonunda ulaşılan Soğuk Su Koyu, adını yer altı kaynaklarının denize karıştığı serin sularından alır.
Yürüyüş sonrası serin sulara atlayarak sıcaklığın etkisini üzerinizden atabilirsiniz. Bu rota özellikle yaz aylarında popülerdir. Ancak kayalık bölümlerden geçtiği için sağlam ayakkabılarla yürünmesi önerilir. Kısa ama etkileyici bir deniz manzarası eşliğinde yürümek isteyenler için ideal bir parkurdur.